Yapay Zeka Ruh Halinize Göre Parfüm Üretecek! kapak resmi
DU
duru
10 ay önce

Yapay Zeka Ruh Halinize Göre Parfüm Üretecek!

Parfüm yapımı, antik Yunan dönemine kadar uzanan bir sanattır. Ancak günümüzde parfümcüler, bize en uygun kokuları geliştirmek için yapay zeka teknolojisine başvurmaya başladılar. Nörosentler adı verilen bileşenler kullanılarak duygusal tepkileri tetikleyen parfümler tasarlanabilmekte. Araştırmacılar, beyin aktivitesini ve parfümlere verilen tepkileri haritalandırarak bir nörosent veritabanı oluşturuyor. Koku alma duyusunun çok çeşitli olduğu ve farklı beyin bölgelerini etkileyerek çeşitli duygusal tepkileri tetikleyebildiği belirtiliyor. Birçok güzellik markası, nörosent araştırmalarına ve teknolojisine yatırım yaparak tüketicilere iyi hissettirecek kokular yaratma imkanına sahip. Bazı markalar, biyometrik verileri kullanarak kişiselleştirilmiş parfümler de oluşturabilmekte. Ancak bazıları, kokunun sihrini ve kişisel deneyimi kaybetmemek adına bu teknolojiye karşı çıkmaktadır. Kokunun sağlık ve diğer amaçlarla nasıl modüle edilebileceği konusu ise uzun sürecek bir çalışmayı gerektirdiği belirtiyor.

Kişiselleştirilmiş parfüm tasarımı, müşterilerin tercihlerine, kişiliklerine, ruh hallerine veya durumlarına göre kendi benzersiz kokularını yaratabildikleri koku endüstrisinde büyüyen bir trend. Yapay zeka (AI), büyük miktarda veriyi analiz edebildiği, müşteri geri bildirimlerinden öğrenebildiği ve yeni bileşen kombinasyonları üretebildiği için bu kişiselleştirmeyi sağlayan önemli bir teknoloji.

Ruj ve diğer güzellik konuları ile ilgili kılavuzlar için Ruj platformuna üye olmayı unutmayın.

Kişiselleştirilmiş parfüm tasarımının zorluklarından biri, kokunun hafıza, kültür ve bağlam gibi faktörlerden etkilenen öznel ve duygusal yönlerini yakalama noktasında ortaya çıkıyor. Bunu ele almak için bazı araştırmacılar ve şirketler, müşterilerin farklı kokuları kokladıklarında beyin aktivitelerini ve fizyolojik tepkilerini ölçme yöntemleri olan nörobileşenlerin ve biyometrik ölçümlerin kullanımını araştırmakta. Bu yöntemler, müşterinin tercihleri ve tepkilerinin yanı sıra ruh hali ve kişiliği hakkında daha objektif ve doğru bilgiler sağlayabilir.

Örneğin Neurofume adlı bir şirket, müşterilerin çeşitli parfümleri kokladıklarında beyin dalgalarını ve cilt iletkenliğini ölçmek için elektroensefalografi (EEG) ve galvanik cilt tepkisi (GSR) kullanıyor. Bu ölçümlere dayanarak, şirketin yapay zeka algoritması her müşteri için kişiselleştirilmiş bir parfüm profili oluşturabiliyor ve onlar için en iyi kokuları önerebiliyor. Başka bir şirket olan Scentee, müşterilerin farklı kokuları kokladıklarında kan oksijenlenmesini ve kalp atış hızını ölçmek için fonksiyonel yakın kızılötesi spektroskopi (fNIRS) ve kalp atış hızı değişkenliği (HRV) kullanıyor. Bu ölçümlere dayanarak, şirketin yapay zeka algoritması müşterinin ruh halini ve kişiliğini belirleyebiliyor ve onlar için en uygun kokuları önerebiliyor.

Nörobileşenler ve biyometrik ölçümlerdeki bu ilerlemeler, müşteriler için daha kişiselleştirilmiş ve tatmin edici deneyimlerin yanı sıra parfümcüler için daha yaratıcı ve yenilikçi çözümler sunabileceğinden, koku endüstrisinde devrim yaratma potansiyeline sahip. Bununla birlikte, müşterinin verilerinin gizliliği ve güvenliği, ölçümlerin güvenilirliği ve geçerliliği ve yapay zeka algoritmalarının olası manipülasyonu veya önyargısı gibi bazı etik ve sosyal sorunlar da hal gündemde.