Çocuklar İçin Aşı Yaptırmak Güvenli Mi?

Aşıların güvenli olup olmadığı hep merak uyandırmıştır. Ebeveynlerin çocukları için her şeyin en iyisini ve en sağlıklısını arzu ettiği yadsınamaz bir gerçektir. Ancak çocuklara yapılan aşı uygulamaları ne kadar güvenlidir? Gelin, bunun cevabını hep birlikte inceleyelim.

Bildiğimiz gibi her şeyin başı sağlıktır. Fakat sağlıklı bir vücuda, hastalıkları bertaraf ederek kavuşabiliriz. Bunu sağlamak amacıyla da vücudu bir kalkan gibi koruyan aşılara ihtiyacımız var elbette! Zira aşılar, çok sayıda insanın hayatını kurtarmıştır. Gün geçtikçe de aşı alanında hızlı ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu ilerlemeler ile birlikte tüm aşılar, hem yetişkinler hem de çocuklar için uygulamaya konulmaktadır. Aşıların içeriğinde zayıflatılmış ya da öldürülmüş mikroplar yer almaktadır. Söz konusu bu mikroplar, olası bir enfeksiyonu taklit etmekte ve vücuda bağışıklık kazandırmaya çalışmaktadır. Aşı sonrası ateş gibi belirtiler gözlemlenebilmektedir. Ancak bu durum normaldir. Çünkü vücut, daha sonradan gerçek bir mikrop ile karşılaştığında bağışıklık sistemi bu mikrobu tanıyarak ölümcül hastalıkların önüne geçmektedir.

Aşılar, sadece bireyleri değil, aynı zamanda bulaşıcı hastalıkların genel topluma yayılmasını önleyerek erişkinleri ve neticede tüm toplumu korumuş olur. Halihazırda ülkemizde uygulanmakta olan aşılar da dahil olmak üzere tüm aşı türleri, piyasaya sürülmeden önce Dünya Sağlık Örgütü gibi saygın bilimsel kuruluşlar tarafından titiz bir değerlendirmeye tabi tutulur. Yeni geliştirilen aşılar, bilimsel araştırmaların ardından hayvan deneyleri ve gönüllü erişkinler üzerinde yapılan güvenlik ve etkinlik testleriyle değerlendirilir. Aşının toplumda önerilen dozu ve uygulamasının kısa ve uzun vadeli etkileri, geniş bir topluluk üzerinde beş yıldan az olmayacak şekilde dikkatle izlenir. Bu evre tamamlandığında, aşı lisans alır ve toplumda kullanılmaya hazır hale gelir.

Aşılara güvensizlik konusundaki endişeler ise uygulamadan sonra yan etkilerin görülmüş olmasından kaynaklanmaktadır. Fakat bu endişelerin yersiz olduğunu belirtmemiz gerekir. Çünkü modern teknolojilerle üretilen aşılar, daha saf hale getirilerek kullanıma sunulmaktadır. Dolayısıyla içerdikleri etken madde sayısı da azaltılmış bir yapıya sahiptir. Diğer yandan özellikle yenidoğan döneminde ve çocukluk döneminde çok fazla aşı uygulamasının yapılması, aileleri haklı bir kaygıya itebiliyor. Ancak bu durum bilhassa sağlıklı bir bebeğin bağışıklık sistemi için ek bir zorluk oluşturmaz. Çünkü bebeklerin bağışıklık sistemleri, aynı anda birkaç aşıyı kaldırabilecek yapıya sahiptir. Aşıların tıpkı diğer ilaçlar gibi yan etkilere sebep olabileceği her zaman barizdir. Bu durumdan korkulmamalı ya da endişe duyulmamalıdır. Zira söz konusu yan etkiler, aşının uygulandığı bölgedeki kızarıklık ya da genelde hafif ateş gibi önemsiz etkilerle sınırlıdır. Genellikle de en fazla birkaç gün içinde kendi kendine geçer. Ciddi bir yan etki görülüyorsa ya da herhangi bir alerjik reaksiyon söz konusuysa ki bu durum nadirdir. O zaman aşı yapılan ortamda bu tür durumlarla başa çıkmak için gerekli ekipman her zaman hazır bekletilmektedir.

Sonuç itibariyle aşılar, çoğu kesim tarafından düşünülenin aksine güvenlidir. Örneklerini de her zaman gördüğümüz gibi aşılar pek çok hastalığı ortadan kaldırmaya yardımcı olmuştur. Önyargı sahibi olanlar, aşı yaptırmaktan kaçındıkça aşılanma oranları düşmekte ve bunun sonucunda salgınlar tekrar artış göstermeye başlamaktadır. Dolayısıyla hiçbir zaman şu unutulmamalıdır ki toplumsal bağışıklık ancak aşılar yolu ile kazanılabilir. Çocuklar da dahil her birey toplumu oluşturuyorsa o halde tüm bireylerin aşı olması elzemdir!